2013’te Ak parti,10 yıllık kalkınma proğramında 2023 hedeflkeri olarak şunları söylüyor:
2023’te GSMH 2 trilyon dolar olacak.
Berat Albatyrak ekim 2020’de açıkladığı üç yıllık kalkınma proğramında ise 2023’te GSMH 875 milyar dolar olacak diyor.

Yani 2023’te ki hedeflerinden yüzde yüzyirmibeş gerileme söz konusudur.
Yine 2013’te on yıllık ekonomi proğramında 2023 hedeflerinde kişi başına düşen GSMH 25.000 dolar olacak deniyor.
2020 de üç yıllık ekonomik proğramda ise kişi başına düşen GSMH 10.000 dolar olarak açıklanıyor.

Ekonomi bakanı sürekli “veriler iyi geliyor” şeklinde açıklamalarda bulunmuştu.

Veriler iyi geliyorsa kendi açıkladıkları bu rakamlarda neden gerileme söz konusu.
2013’te 10 yıllık kalkınma proğramında ihracat rakamımız 500 miyar dolar olacak,deniyor.
2010’da ki üç yıllık kalkınma proğramında ise 2023’te ihracat rakamımız 214 milyar dolar olarak açıklandı.

Bu durum da veriler nasıl iyi geliyor?
2013’te 10 yıllık kalkınma proğramında işsizlik 2023’te %5 olacak dendi.
2010’da üç yıllık kalkınma proğramında ise 2023’te işsizlik rakamı %10,9 olarak açıklandı.

Yani hedef yüzde yüz şaşırmış durumda.

Bu durumda veriler nasıl iyi geliyor?
Ak Parti döneminin,yani 18 yıllık yönetimin eylül 2020 itibariyle dış ticaret açığı,1,09 trilyon dolar.

Sadece cari açık ise 601 milyar dolar.

Yine sadece 2020 ağustos-eylül ayları itibariyle bir aylık dış ticaret açıkları ise 11,2 milyar dolar.
-Bu rakamlara baktığımızda Türkiye teknik iflasta.
-Çünkü kamu borçlu,özel sektör borçlu,hane halkı borçlu.
-Rakamlar yalan söylemez.

Bu rakamlar devletin kendi verilerinden alıp söylediğimiz rakamlar.
Devletin bir yılda döviz olarak ödemek zorunda olduğu borcu 160 miyar doların üzerinde.

Kasada ise tek kuruş yok.

Bu durumda geçmişte Berat Albayrak’ın “ben dövize bakmıyorum”söylemi bir şey ifade eder mi?

Elbette ki etmez Elektriği,benzini,ekmeği,suyu,doğalgazı,köprüyü,geçtiğimiz yolu,İstanbul boğaz köprülerinin geçişini dövize bağlamışken “ben dövize bakmıyorum” demek ne kadar ahlaklı ve mantıksız bir beyan olmuştur?”
Nihayet hükümetin bu tutarsız ekonomi politikaları ekonomi bakanı Berat Albayrak’ın istifasıyla sonuçlanmıştır.

Ancak her zaman faturayı halk ödemektedir.
Biz borçla borç ödeme politikamızı bir kenara bırakıp,hepimizin bir şeyler üretmesi gerekiyor.

Köylü,çiftçi,kentli üretmeli,hizmet sektörü ,turizm sektörü değer üretmeli, inavasyon,marka üretmeli.Genç üretmeli,sanayici üretmeli.
BİZ BUNA KAFA YORMALIYIZ.
2020 ekiminde bütçemiz açıklandı.

Bizim milli gelirimiz ödenecek maaşları ve faiz giderlerini karşılamıyor.

Yani bütçenin geliri 100 TL ise,gideri 120 TL.Giderler gelirlerden %20 daha fazla.Bütçenin %85’i maaşlara ve SGK’ya ayrılacak olan para.%37’de faize ayrılacak olan para var. -Maaş+SGK+faiz giderleri toplamda %122 yapar.

Bir çok yatırım ve harcamalar bu giderde yer almıyor.

Sadece üç kalemin tablosu böyle.
14 milyon işsiz var.

Şu an Merkez bankasının net döviz rezervi -35 milyar dolar.

2001 krizinde dış borcun milli gelire(GSMH) oranı %57 idi. Bu çok büyük bir orandı.

Peki bugün bu oran bugün kaç biliyor musunuz?

%56,9. Bugün ile o gün aynı seviyedeyiz. 2001’de Merkez bankasının döviz rezervi 16 milyar dolar iken bugün bu rezerv -35 milyar dolar.

Bu durumda Merkez bankası mecburen” dolara”a bırakın gitsin muamelesi yapma noktasına gelmiştir.
BU DURUM TÜRK MİLLETİNİ AÇIK DENİZLERE KAYIKLARLA SÜRÜKLEYİP HER TÜRLÜ TEHLİKEYE MARUZ BIRAKMAKLA AYNI ŞEY DEMEKTİR.