İzmir

                                                                                   Sevgili, değerli başkanım;

                 Öncelikle size sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum. Nasılsınız iyi misiniz, sağlığınıza duacıyım. Beni soracak olursanız, iyiyim şükürler olsun. Sarıkız buzağısını sütten kesti, havalar da ısınmaya başladı. Bayrama az kaldı. Kutlu ve de mübarek olsun, nice bayramlara. Maske takmaya devam edin mutlaka, kalabalıktan uzak durun, hijyenite diyeceğim zaten temiz insanız, bilirim.

         Mektup yazmayı özlemişim valla. Ne o messenger, whatsapp, mail filan. Oralardan yazacağıma açık mektup yazayım dedim, daha doğal.

       Klasik bir giriş de yaptım. Umarım mazur görürsünüz.

30 yıldır sizi tanır, sever ve de takdir ederim. Tee Bucaspor’dan bu yana. 1 hafta önce size yazdım kafamda idi, sonra ekrana aktardım mektubumu ama postaya vermedim. Hemen postaya verme denirdi eskiden, ben de öyle yaptım. Beklettim.

      ‘Başkanım o sene bu sene’ diye yazmıştım, son demecinizi görünceye kadar. Eski mektubumu yırttım, yenisini yazdım. ‘Ben A takımımızın Süper Lig’e çıkmasını istemiyorum. Ama kadere de karşı durmuyorum zaten duramam da” demişsiniz. Herkes ilk cümleye takıldı, kaldı. Devamındaki ‘kader’ kelimesini es geçti. Asıl demeç de orda.

          Bu yaşa geldim (55), Altınordu ile İzmirspor’u Süper Lig’e hiç görmedim, izleyemedim, şimdi tam zamanı. İzmirspor da 7 yıl sonra, umarım inşallah.

   Hadi diyelim çıkmak istemiyorsunuz. O zaman takım play-off’a kalmazdı ki. Hadi diyelim Samsunspor maçı ne olacak, çıkmak istemediğinize göre ee ne olacak yani.  Sahaya mı çıkmayacaksınız, oynar gibi mi yapacaksınız. Olmaz öyle şey, benim bildiğim Altınordu yapmaz bunu. Hadi diyelim, finali de geçti çıktı Süper Lig’e de çıktı. ‘Pardon biz çıkmak istemiyoruz, 1.Lig’e iademizi mi talep ediyoruz’ mu denilecek. Yok artık daha neler.

                      Boşuna başkanım yazmadım başlığa. Ticareti çok iyi bildiği gibi futbolu da sahayı da iyi bilirsiniz. Ticaret, piyasa, para kullanımı, futbol bir araya gelince harika bir karışım ortaya çıkar. Niyet de iyi zaten, futbolcu yetiştirmek Avrupa’ya yollamak. Kara para aklama yeri olarak görmüyorsunuz kulübü, en büyük vasfınız da bu. Bundan değer veriyorum ya size, başımızın tacısınız.

               Ne de olsa ODTÜ’lüsünüz. Kolay değil ODTÜ’yü yazmak cesaret ister. Kazanmak için akıl gerek, zeka gerek, okuyup bitirmek için de zekada akılda çalışmada istikrar gerek.

                            Boşa konuşmazsınız, boşuna hiç konuşmazsınız, bilirim.

                                           Vardır bir bildiğiniz, diye düşünüyorum.

                                                                         ODTÜ’lüsünüz ne de olsa.

        Altınordu’nun çıkmasını, Süper Lig’e yükselmesini istediğinizi adımın Metin olduğu gibi eminim.

                                              180 dakika sonra görüşmek üzere.

Emekleriniz için minnettarız. Söz aramızda kalacak, ‘Altınordu bu sene çıkmak istemiyor’, anlaşıldı, tamam, mesaj alındı başkanım.

                        Ufkumuzu açtınız,  minnettarız, yolun sonu görünüyor, İzmir için iftihar vakti, haydi sofraya, hep beraber başkanım, hep beraber.

                                                                                                                                      Yazan,  bir spor dostu

                                                                                                                                         Metin AYDINOĞLU