Cüneyt’ten sonra Fırat da modaya uydu
Kıl tüy değil konu reformsa niyetiniz, buyrun
Sahaya tükürenlere bir dur deyin mesela. Yapabiliyor musunuz bunu ? O zaman isterseniz yerlere kadar uzatın sakalınızı.
Ne yapmak istiyorlar ?
Mesaj mı veriyorlar ?
Yatırım mı yapıyorlar ?
Protesto mu ediyorlar ?
Bilemiyorum.
Ülkemizde sakallı hakem olmaz, 1 -2 günlük hatta 8-10 saatlik sakalla bile maça çıkılmaz, idi.
Hatta tıraş köpüğü de kokarsan oooh mis gibi olurdu.
Sakallı hiç olmadı, bıyıklar kestirildi.
Şimdi mangalda kül bırakmayanlar da kesti bıyıkları, paşa paşa.
İyi de oldu.
Türlü türlü bıyık vardı, iyi de oldu.
Hakemliğin şekille şemalle alakası yok ama.
Kılla tüyle işimiz olmaz ama.
Böyle de sakallı hiç olmaz.
Eski kafalı biri asla değilim, kirli sakalla maça çıkmak da asla çağdaşlık filan değil.
Bu böyle bilene.
Maça yakın olmayan saatlerde tıraş olmazsak, ‘kendimizi çıplak hissederdik’.
Hocalarımız bayrağı kalitesi önemli değil, kaldırdığın kaldırmadığın bayrağın önemli olması, doğru karar çıkması daha önemli değil derlerdi.
Sakal işi de öyle.
Bırak, bırakma bana ne ?
Ama.
Önemli olan doğru hakemlik, adil olmak, eşitlik.
Kıl, tüy sonra.
Dünyaca gururumuz Cüneyt Çakır’dan sonra Galatasaray maçlarının yasaklısı Fırat Aydınus da Göztepe – Galatasaray maçına sakallı çıktı.
MHK’nin haberi var tabi.
Sakallı önemli değil ama.
Farkındalık yaratmak istiyorsanız bir de hakemliğinizle fark edilin, reform yapın.
Bir fark göremiyorum ya sen ?
Sahaya tükürenleri bir dur deyin mesela.
Yapabiliyor musunuz bunu ?
O zaman isterseniz yerlere kadar uzatın sakalınızı.
Şeklen farkındalıksa yapmak istediğiniz yaptınız.
Bir de düzen açsından bir şey yapın da o sakalınızın hakkını verin.
Sahaya tükürene yapıştırın bakalım sarı kartı.
O zaman sakalınızdan öpeyim.
Reformsa, devrimse.
Buyurun yapın da görelim.
Aşağı tükürsen sakal misali.
