KADIN VE EĞİTİM | Egenews | Ege ve İzmir Son Dakika HaberleriEgenews | Ege ve İzmir Son Dakika Haberleri

28 Mart 2024 - 13:20

KADIN VE EĞİTİM

KADIN VE EĞİTİM
Son Güncelleme :

31 Ocak 2021 - 1:38

6440 Okuma

Bir erkeği eğitirseniz bir adamı eğitirsiniz. Bir kadını eğitirseniz, bir kuşağı eğitirsiniz…
Toplumsal cinsiyet kavramı, kadınlık ve erkekliğin toplumsal olarak kurulan, öğrenilen kalıplar olduğunu ifade eder.
Toplumsal cinsiyetle ilgili çalışmalar ise sadece kadınlarla ilgili yapılan çalışmaları değil, farklı cinsel yönelimlerin ve cinsel kimliklerin hesaba katılması, bunlara yönelik ayrımcı tutumların dikkate alınmasını gerekli kılar.
Bununla birlikte, bireylerin, toplumda etkin bir rol alması, toplumla uyum içinde yaşayabilmesi haklarını bilmesi ve kullanabilmesi ile yakından ilişkilidir.
Bu haklardan biri olan eğitim, diğer haklarını bilmesi ve kullanması açısından son derece önemlidir.
Bu düşünce ve yaklaşım temele alınarak öncelikle toplumsal cinsiyet ve eğitim hakkı kavramları ele alınmıştır.
Bu kavramlardan hareketle toplumsal cinsiyet açısından Türkiye’de kadının eğitim durumu ve eğitim durumunun bireysel ve toplumsal açıdan yansımalarına yönelik bir durum saptaması yapılmıştır.
Bu amaçla eğitim hakkı ve eğitimin bireysel ve toplumsal açıdan önemi üzerinde durulmuştur.
Daha sonra Türkiye’de kadının eğitim sürecindeki yerine yönelik istatistikler sunulmuştur.
Ayrıca kadının eğitim düzeyi ve toplum ile ilgili istatistikler arasında ilişki kurularak bazı çıkarımlara ulaşılmıştır.
Bu çıkarımlara göre, Türkiye’de kız çocuklarının doğumdan itibaren erkek çocuklarına oranla daha dezavantajlı olduğu ve bunun pek çok alanda kendini gösterdiği anlaşılmıştır.
Kadının toplumsal yeri ve eğitim düzeyine yönelik bulgular temele alınarak, kadının siyasal ve çalışma yaşamındaki yeri ve belirlenen sorunlara yönelik çözüm çabaları üzerinde tartışılmıştır.
Son olarak Türkiye’de kadının eğitim sorunları ile ilgili çözüme yönelik bir bakış açısı sunulmuştur.
Toplumsal cinsiyet kavramı, geniş açılımları olan, oldukça kapsamlı bir kavramdır. Bu kavram, kadınlık ve erkekliğin toplumsal olarak kurulan, öğrenilen kalıplar olduğunu anlatır.
Toplumsal cinsiyete duyarlı çalışmalar denildiğinde  de kast edilen sadece “kadınları da dâhil etmek” değil, çalışmalarda farklı cinsel yönelimlerin ve ihtiyaçlarının farkında olunması ve bunlara yönelik ayrımcı tutumların dikkate alınmasıdır.
Cinsiyete dayalı iş bölümü, kadınlarla erkekleri farklılaştırmakla kalmaz, aynı zamanda toplumsal kaynaklara erişimlerini de etkiler ve eşitsiz kılar.
Bu eşitsizlik, cinsiyete dayalı çeşitli ayrımcılık ve engellemelerle güçlenir; sadece kadınların değil, bütün toplumun ekonomik, siyasal, kültürel gelişmesi önünde ciddi bir engel haline gelir.
Türkiye’de toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve ayrımcılığı; eğitimden çalışma yaşamına, sağlıktan karar mekanizmalarına katılıma kadar yaşamın her alanında ciddi boyutlardadır.
Bu eşitsizlik, yalnızca kadınları ve kız çocuklarını etkilemekle kalmamakta, aynı zamanda ülkenin demokratikleşmesinin ve kalkınmasının önünde de ciddi bir engel oluşturmaktadır.
Coğrafi   ve   toplumsal   cinsiyet farklılıklarıyla ilgili olan eşitsizliklerin, ulaşılmasının önünde  engeller oluşturduğuna, Türkiye’de cinsiyet eşitliğini teşvik etme ve kadının güçlendirilmesini sağlama konusuna özel önem verilmesi gerektiğine dikkat çekmiştir.
Eşitsizlikteki en temel boşluğun,   kadının karar alma süreçleri ve     iş gücü piyasasına katılımı ile ilgili olduğu anlaşılmıştır.
Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi’ne göre Türkiye, cinsiyete dayalı farklılıklar konusunda, üreme sağlığı, güçlendirme ve iş gücü piyasasına katılım alanlarında 138 ülke arasında 77. sıradadır

 

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.