Dinimiz NE DİYOR; ”OKU” | Egenews | Ege ve İzmir Son Dakika HaberleriEgenews | Ege ve İzmir Son Dakika Haberleri

28 Mart 2024 - 15:29

Dinimiz NE DİYOR; ”OKU”

Dinimiz NE DİYOR; ”OKU”
Son Güncelleme :

05 Aralık 2020 - 11:58

4510 Okuma
Sevgili halkım niye her şeyi okumuyorsunuz diye yazarım her zaman.
Böyle diye diye sonunda biri dayanamamış cevap yazmış.
Okuyoruz ama korkumuzdan paylaşamıyoruz her yazı iktidarı yahut muhalefeti eleştiriyor!!
Hayret ediyorum mutlaka birini birilerini iktidarı muhalefeti eleştirmek mi gerekiyor gerekmiyor yazılacak çok şey var.
Şirketler, kooperatifler, sivil kurumlar, kamu kurumlarının İşlerliği.
Son zamanlarda herkesin konuştuğu tarım konusu var.
Tarımda tohum, gübre, ilaç ekstansif ziraat, zirai teknoloji, zirai ilaç, zirai şirketler ve sair şirketler. Bu konularda neler oluyor neler olmalı. İlk önce tarım alanlarının, işletme sayılarının ve gerçek işletmeler ile şirket işletmelerinin, aile işletmelerinin doğru tespit edilmesi ve bilinmesi gerekiyor.
Bu gün için bilinen iki binli yılların başında üç milyon işletmenin bulunduğu.
Arazi büyüklüğüne gelince 61 dekar gibi yanıltıcı bir ölçü ortaya konulmakta.
Bu ölçüler 2001 yılında ki durumu yansıttığı belirtilmekte.2018 yılı için ise 23 milyon parselden bahsedilmekte olduğunu görüyoruz. Tarımdaki istatistiki konuların pekte sağlıklı takip edildiğini inandırıcı bulmakta zorlanıyorum.
TÜİK e göre 2008 yılında 1 milyon 127 bin olan çiftçi sayısı 2019 yılında 600 bin olduğu belirtiliyor.
Yüzde 50’ye yakın yani yüzde 48 oranındaki düşüşün gerekçesi anlatılmazsa tarımsal analizde son derece boşluk olur. Nitekim çiftçi adedindeki bu düşüşün gerekçesi izah edilmeden durduğu görülüyor.
Çiftçi sayısındaki düşüş gelişmekte olan sanayiden mi kaynaklı, fiyat odaklı yükselen maliyetler nedeniyle çiftçiliği terk etmekten mi. Hangisi..?
2002 yılında 7 milyon beş yüz bin işçi varken 2019 yılında 3 milyon iki yüz bin civarına düşerek gözle görülür bir tarımsal zafiyetin olduğu ortaya çıkmaktadır.
Tarım alanları daralmakta sebeplerine inilmediği görülmektedir. 26 milyon hektar arazinin yaklaşık 23 milyona indiği biliniyor. Sebze meyve arazilerinin de 900 bin hektardan 750 hektara kadar indiği de biliniyor. Hal böyle olunca tarımsal alandaki düşme ve kaymaların sebeplerini çiftçinin yönelimlerini araştırmak çok önemli bir husus olmuyor mu..?
Tabii ki oluyor.
Çok daha önemlisi kaymaların vaz geçmelerin nedenlerinin tespit ve analiz edilmesi başta gelmesi gerekirken hiçte öyle olmadığı ortada duruyor.
2020 yılı için salgın hastalığın ortaya çıkması ikinci bir külfet olarak çiftçilere ve tarımsal uzmanlara da iş çıkardı.
Salgın hastalık kişisel hastalık korkusu yaratırken iş ve üretim potansiyelini düşürdü.
Zirai üretimlerin satılıp satılmayacağı konusunda da çiftçide endişeye ikinci bir korkuya neden oldu.
Bunları genel tarımsal bilgiler olarak belirtiyoruz.
Konunun sebze meyve buğday arpa narenciye hayvancılık ve diğer üretimlerinde tek tek incelenmesi gerektiğine inanıyoruz.
Yani çiftçiyi ve üretimi olan her metanın durumunu ayrı ayrı analiz etmek gerekiyor.
Ayrıca; Tüm tarımsal girdilerin de tek tek ele alınarak maliyete etkilerinin analizi gerekiyor.
Yanlışlar doğrular doğru olması gerekenler imkanlar.
İhracat ve ithalatın tarımsal ürünlere etkileri ekonomiye ve çiftçinin maliyetine etkileri bir bir mercek altına alınmalı.
Ekonomik zararlar söz konusu ise ve tedbir gerekiyorsa bu tedbirler neler olmalı.
Kısaca tarım tohumun tarlaya düşmesi ile tohumdan itibaren ürün elde edilinceye ve sonrasında kullanılmasına kadar olan sürecin atlanmadan takibi belli ki çok gerekli.
Tarımsal üretim gerek çiftçi gerekse diğer insanların yaşamında rolü çok önemli olmaktadır.
İşte insan hayatında çok önemli bir rolü olan tarımsal üretimin var oluşundaki bu önemin bütün materyalleri ile ortaya konulması insanların refahı için elzem olmaktadır.
Bunun sağlıklı olması istenilen netice ulaşılması sağlıklı ve doğru bilgiden geçmektedir.
Mesele bu kadar da basittir.

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.