Bir ilk, yine İzmir’den; DEDE-OĞUL-TORUN
Peşin hükümlü olmaktan vazgeçin, bazı hakem eskilerinin yaptığı gibi ‘baba-oğul saltanatı devam ediyor’ lafını etmeyin, bu zırvalığa kapılmayın. Bildiklerinizi unutun zira Sorguç ailesi onlardan değil, en başında yazayım da isterseniz yazımı okumazsanız okumayın, siz bilirsiniz.
Yanlışım, hatam varsa düzeltin lütfen.
Duymadım, görmedim, okumadım, yaşamadım.
Türk futbol hakemliğinde ‘baba-oğul’, ‘dayı-yeğen’, ‘amca-yeğen, ‘kardeş’, ‘karı-koca’ ve benzeri türevlerini biliyorum da.
Dede-oğul-torun konumunda olanını hiç görmedim.
Sanırım, büyük olasılıkla bu bir ilk, İzmir’den hem de yine.
Üç kuşağı bir tanıyalım, dilerseniz.
ONUR SORGUÇ (DEDE);
Türk futbol hakemliğinin duayen isimlerdendir. Öğretmen Sevim Sorguç teyzemle evlendi, Nur ile Kadir adında iki evlatları oldu. Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu idi. Merkez Hakem Kurulu Üyeliği, Dernek Şube Başkanlığı, İl Hakem Kurulu Başkanlığı, gözlemcilik, yıllarca hakemlik yaptı. İzmir’in Türk hakemliğinin lokomotifi olduğu dönemde şimdiki adıyla Süper Lig’de düdük çaldı. 16 Mayıs 1981’de oynanan İzmir Atatürk Stadı’ndaki 80 bin seyirci ile rekor kırılan Göztepe – Karşıyaka maçında kapalı tribünün önünde görev yapan kıdemli yardımcı hakemdi. Hakem Halil Atalık, diğer yardımcı Muhsin Karabağ idi. Maça çıktık, başkanım oldu, gözlemcim oldu, kurul üyem oldu. Dolu dolu yaşadım Onur’lu bir şekilde. Zerre kadar pişmanlığım, yan gözle bakmam bile yoktur. Çünkü kendisinden ötürü. Her şeyi düzgündü. İçi dışı birdi, temizdi, şeytanlık, hinlik, cinlik peşinde koşmadı. Henüz yeni hakemim, genciz işte patavatsız olduğum dönemler, ama içimizde fesatlık yok. ‘Hocam dizideki Komiser Kolombo’ya çok benziyorsunuz’ dedim, ay ağzıma eşek arısı… Hem de hakem soyunma odasında. Az sonra maça çıkacağız. Onur hocam ne yaptı peki. ‘Sen kim oluyorsun, haddi bil, sen benim kim olduğumu biliyor musun ?’. Demedi. Tam tersi. Güldü, geçti, kin gütmedi. O büyük adamdı çünkü, kendini büyük sananlardan değildi. Çok severim, unutmadım, unutmayacağım. Çok dürüst, namuslu, adı gibi onurlu bir insandı, adamdı. Oğlu Kadir, hakemlikte devremdir. Faal olduğu dönemde bile ya da kalem, mühür elinde olduğu dönemde zerre kadar torpil, kayırma, adaletsizlik yapmadı, oğluna kıyak geçmedi. Adaletten sapmadı. Sahada da masada da. 19 Temmuz 2014’de kalp krizi sonucu kaybettik, Allah gani gani rahmet eylesin, mekânı cennet olsun. Çok özledim çoook…
KADİR SORGUÇ (OĞUL);
Hakemliğe beraber başladık, kurs, devre, kader arkadaşımdır. 1988 yılında İzmir Alsancak Ortaokulu konferans salonunda yapılan, hocalarımız Halil Erdoğan (merhum) ile Fehmi Pazarcı’nın (merhum) verdiği kurstan mezun olduk. Verimli bir kurstu, çok sayıda hakem çıktı. Maça da çıktık, deplasman macerası da yaşadık Kadir’imle. Bir kere bile babasından medet ummadı, paçasına yapışmadı. Babasının adını hiçbir yerde kullanmadı. Gözlemcilere bile. Farklı bir soyadı olduğu için, soran olursa söylerdi babası olduğunu. Kendi yağıyla kavruldu. Eğilmedi, bükülmedi. Bir ara klasman bile düştü, düşürüldük beraberce. Talimatmış meğer adı, suçu ona attılar, kulp taktılar. Yediler bizi, hakkımızı yediler. Kadir kardeşim ne yaptı yine dik durdu, el pençe divan durmadı, eğilmedi, bükülmedi. Tıpkı babası gibi. Ee ne de olsa. Akademili, BESYO mezunu, beden eğitim öğretmeni. Okulunda da çok başarılı, sporun ruhunu, centilmenliğini veriyor, aşılıyor öğrencilerine. Yine babası gibi.
YİĞİT SORGUÇ (TORUN);
Dedesi ile babasının izinde, yolunda. O da hakemliğe başladı. Daha yeni. Şubat 2022’de Mustafa Aslan’ın verdiği futbol aday hakem kursunu başarıyla tamamladı, sınavları da geçti. Şimdi de sahaya, maça çıkmanın heyecanı yaşamaya geldi sıra. Yolu bahtı açık olsun. Ahlak, haysiyet, onur genetik midir bilemem, ispatlanmış bir veri de yok, ispatı da yok. Şunu biliyorum evlat ana babaya çeker, ne görürse onu yapar. Dedeni, babaanneni, babanı örnek, idol al. Yiğit evladım, dedenin, babanın sahada bıraktığı izi takip et, yoldan çıkmazsın, yolundan şaşmazsın. Başarılar diliyorum.
***
Kadınlarımız insandır, bizler insan oğlu.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü.
Onurlu, ahlaklı, başarılı, olgun, küçük kalmamış büyümüş olgunlaşmış her erkeğin arkasında sağında, solunda, başının üstünde mutlaka ama mutlaka ‘en az 1 kadın’ vardır.
Sevim Sorguç, Nur Sorguç ile Canan Sorguç.
Sizlerin ve tüm kadınlarımızın günü, her günü, 365 günü kutlu olsun.
İyi ki varsınız.
Topluma üç değerli erkeği kazandırdınız.
İşte farkınız.
Çünkü siz anasınız.
Minnettarız…
