Eriksen gibi sık sık testleri yapılan, envai çeşit kontrollerden geçen, aylık ve yıllık muayeneleri tam olan, iyi çalıştırılan, gıdası, yaşantısı bir düzen altında olan sporcu bile sahada bir anda yığılıp kalıyorsa, belki de mükemmel sağlık önlemleri sayesinde hayata yeniden bağlanıyorsa, ya bizimkiler ne yapsın ne yapacak. BAL oynanıyor, amatörleri de pek yakında başlatacaklar, açıldık ya kapanmak yok artık. 1,5 aydır yatan, nabzı neredeyse hiç kıpırdamayanlar, bu sıcaklarda maça çıkıyor. Sağlık raporları malum, gerçeği yansıtacak mı ? İdmansız bedenler, efor sarf edilecek, gençlik var serde hırs, istek sonra da kalp zorlanacak. Her sahada kalp doktoru ve de ambulans olmalı. Gülmeyin lütfen. İçi boş çanta ile olmaz bu işler. Zor ama bir yerden başlamalı. Olacak, bunlar yaşanacak. Hakemlerimiz ’emniyet yoksa’ maçı oynatmıyor. ‘Ambulans, doktor yoksa’ da oynatmasın. Sadece biri değil hepsi, dönsün sahadan gelsin, tek çare bu. Kalpleri yaşatmak için var mı siz de o yürek.

Beğenseniz de beğenmeseniz de sevseniz de sevimsiz bulsanız da. Anlı şanlı İstanbul takımlarından aşağısı sizleri kesmiyorsa. Sizin tuttuğunuz veya tutmadığınız takımları sevme hakları yok mu, hakemlerin. Neden olmasın, sadece size özel mi bu hayat.  İlla sizin takımı mı tutacaklar ? Onlara ‘Fenerbahçeli, Beşiktaşlı, Galatasaraylı deseniz de hakemliğe devam ettiler. Ders için uluslararası turnuva için geldikleri Altınordu’da hatıra fotoğrafı çektirdiler diye demedikleri kalmadı, yine hüsrana uğradılar. Harika maç, şaibe yok. Dünya Kupaları, Avrupa Şampiyonalarına abone oldular. Ülkemizi, bayrağımızı temsil ediyorlar.  Gurur duyuyoruz. Macaristan – Portekiz müsabakasında harika idi Cüneyt Çakır, Bahattin Duran, Tarık Ongun üçlüsü, biz kendi evlatlarımızın kadrini kıymetini bilemesek de elin oğlu baş tacı yapıyor. Milli Takımımız da buraya kadarmış, finalde hakemlerimiz olacak, not edin lütfen.

İlk gördüğüm, yaşadığım, tanıdığım, sevdiğim, saygı duyduğum başkanım, Allah gani gani rahmet eylesin İsmail Sivri amcam, ustamdır. İzmir Gazeteciler Cemiyeti seçimleri var 23 haziranda Havagazı Fabrikası’nda, heyecan dorukta. Nasıl ki öğretmenin, doktorun, avukatın emeklisi olmaz ise, emekli olunmaz ise, gazetecinin de işsizi olmaz, olmamalı. Beyin, kafa gazetecidir çünkü, yaşam tarzıdır, hayat felsefesidir. Yazar sürekli yazar, yazacak da geçimini sağlayacak yer bulamaz o kadar. Çok sayıda, şu an işi gazetecilik olmayan ama ruhu, benliği gazeteci olan kardeşlerim var. En büyük sorun bu, adaylarımız buna çare, çözüm bulmalı. Bulunursa 20 yılımız kurtulur. Dilek Gappi hanımefendi, Murat Attila ile Mustafa Yılmaz kardeşlerim başkan adayı. Hayırlı uğurlu olsun başarılar diliyorum, Allah utandırmasın. Gazeteciler işsiz kalmasın, işli olsun.

Hakem, gözlemci, emekli asker İsmail Aydın 5.kitabını yazdı, piyasaya sürüldü. ‘Herkesin çocukluğu güzel olmayabilir ama mutlaka kendisine ait özel anılar barındırır. Kaz Dağlarının kuzeyinde, şirin bir köyde geçen benim çocukluğum ise muhteşem güzeldi. Şanslı bir nesil olan bizler, atalarımızın yaşadığı savaşları görmediğimiz gibi onların yaşadığı zorunlu göçleri de yaşamak zorunda kalmadık. Evet, belki her şey bu günkü kadar bol ve kolay ulaşılır değildi. İnsanların alım gücü ve imkânları da kısıtlıydı. Ancak iyi bilinirdi o zamanlarda. Bizler şanslıydık çünkü yazlık sinemaları da gördük siyah beyaz televizyonu da kağnıyı da gördük, lüks otomobilleri de. Bununla beraber Gaz Lambası altında dinlenen masalların tadı henüz daha damağımızdayken elektriğin ve televizyonun insan hayatındaki yerini yaşayarak öğrendik. Elinizdeki bu kitapta şirin bir köyde geçen yetmişli yıllardaki sosyal yaşam, siyasi olaylarla paralel olarak bir çocuğun gözünden anlatılmaya çalışılmıştır. Yaşadığı zorlu koşullara rağmen okumak için çırpınan ve yılmadan yoluna devam eden savaşçı bir çocuğun, on yıllık yaşam öyküsünden mutlaka kendinize ait bir şeyler bulacak ve tekrar o güzel günleri hatırlayıp gülümseyeceksiniz’ diye yazıyor Kazdağları Halamın Masalları’nda İsmail Aydın.  Göç, Aşk Söyletir, Muamma Çerkez Ethem ile Bir Garip Çerkez Ethem Hasan Tahsin kitaplarıyla 5’ledi, 15 olsun, 25 olsun. Yazmak güzeldir, zira söz uçar, yazı kalır.

Nacizane Türkiye Faal Futbol Hakemleri ve Gözlemcileri Derneği’nin (TFFHGD) de ilk üyelerindenim. İzmir Şube’sinde yöneticilik yapmışlığımız da vardır. Sonuçta spor bu, rakip olmazsa tadı olmaz. Birinin yapamadığını diğeri yapar. Dernek kurduk. Merkezi İstanbul’da olacak. Türkiye genelinde ses getirecek. Adı da Bağımsız Hakemler Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği kısa adı da BAHD. Bahd veya baht kelimesine benziyor, kader anlamına geliyor, kaderci değiliz, Türk hakemliğinin kaderini değiştireceğiz. Hayırlı, uğurlu olsun, gazamız mübarek olsun. Kurucu üyeler de şu isimlerden oluştu. Özcan Oal, Binali Kartal, Serdar Çakman, Rıza Çavuşoğlu, Tahsin Kesiciler, Metin Aydınoğlu, Gürcan Çalışkan. Şimdi çalışma zamanı, hem de tam zamanı.

FİFA ile UEFA’nın saygın ve gözde isimlerinden Murat Ilgaz, İsveç ile Slovakya takımları arasında bu akşam oynanacak Avrupa Futbol Şampiyonası E Grubu müsabakasında hakem gözlemcisi olarak görev yapacak. Harika bir atama, bildiğim kadarıyla bu bir ilk. Gözlemciliğimi MHK üyeliğimi yapan Murat Ilgaz hocama üstün başarılar diliyorum. Kısmet, bakarsınız olur mu olur. Finali hakem üçlümüz yönetecek diye bir his var içimde. Ya bir de gözlemci olarak da Murat Ilgaz olursa, tadından yenmez. Her zaman yazar ve de söylerim Türk hakemliği, Türk futbolundan önde diye, yine ispatlandı. Hakemlere sallarken, derin bir nefes alın, zira boğaz dokuz boğum. İyi yutkunmak gerek, boğulmamak için.

Cüneyt Çakır, Bahattin Duran, Tarık Ongun hakem üçlüsü ile birlikte bir de Murat Ilgaz gözlemci olarak varlar, bizden. Bir başka Türk isim daha var. İsveç Birinci Futbol Ligi’nde (Allsvenskan) düdük çalan FIFA kokartlı Türk asıllı hakem Muhammet Mehmet Culum. Mersinli, anne ve babası Mersin’de yaşıyor. Çifte vatandaş olduğu için Türkiye’de maç yönetebilir. ‘Yabancı hakem hayranları’ var ya. Buyrun size bir hakem yabancı da değil, sadece başka ülkeden. Muhteşem derbiye versinler, bir daha da gelmez herhalde. Dilekçe bile verir, derbiye çıkmamak için. Dilekçe veren ilk hakem olarak. Bunu da bir kenara not edin, lütfen.