EÜ’DE ”İKİNCİ BİN YILIN DÖNÜM NOKTASI: MALAZGİRT SAVAŞI VE KÜLTÜRÜ” KONFERANSI GERÇEKLEŞTİRİLDİ | Egenews | Ege ve İzmir Son Dakika HaberleriEgenews | Ege ve İzmir Son Dakika Haberleri

25 Nisan 2024 - 11:34

EÜ’DE ”İKİNCİ BİN YILIN DÖNÜM NOKTASI: MALAZGİRT SAVAŞI VE KÜLTÜRÜ” KONFERANSI GERÇEKLEŞTİRİLDİ

EÜ’DE ”İKİNCİ BİN YILIN DÖNÜM NOKTASI: MALAZGİRT SAVAŞI VE KÜLTÜRÜ” KONFERANSI GERÇEKLEŞTİRİLDİ
Son Güncelleme :

15 Nisan 2021 - 11:28

1130 Okuma

Rektör Budak, “Bir zaferi yaşatmak, onu kazanmak kadar önemlidir”

Malazgirt Haftası dolayısıyla düzenlenen konferansta konuşan Rektör Budak, “Ülkemizi ileri taşımak adına girişeceğimiz her türlü eylemde ihtiyaç duyduğumuz gerekli motivasyon, bu zaferlerimizin ruhunda yatmaktadır. Bugün sahip olduğumuz kazanımların sürdürülebilmesinde, bizleri bugünlere taşıyan bu ruhu yaşatmak hepimizin ortak görevidir. Unutmayalım ki bir zaferi yaşatmak da onu kazanmak kadar önemlidir” dedi.

Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi ev sahipliğinde Malazgirt Haftası dolayısıyla “İkinci Bin Yılın Dönüm Noktası: Malazgirt Savaşı ve Kültürü” konferansı çevrimiçi olarak gerçekleştirildi. Konferansa, EÜ Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, EÜ Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Ayönü, Edebiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Arife Karadağ, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.  Konferansta konuşmacı olarak Muş Alparslan Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Alican yer aldı.

Konferansın açılışında konuşan Rektör Budak, tarihteki bazı zaferlerin bir coğrafyanın, bir milletin geleceğini şekillendirdiğini ifade ederek, “Günümüzde bir devlet olarak varlığını sürdüren her toplumun tarihinde, o tarihe yön veren dönüm noktaları, önemli mücadele ve zaferler yatmaktadır. Bizler de, Türk milleti olarak, şanlı mücadelelerin yön verdiği köklü bir tarihe sahibiz. Atalarımızın verdiği tüm mücadeleler, yalnızca savaş meydanında kazanılan zaferleri değil, milletimizin maddi ve manevi varlığını inşa etme sürecini ifade eden ve bu varlığın yaşatılmasını mümkün kılan dönüm noktalarıdır. Kadim ve köklü medeniyetimizin en kıymetli dönüm noktalarından biri de hiç şüphesiz ki Malazgirt Zaferidir. Türk-İslam tarihinin en önemli zaferlerinden olan bu zafer, 26 Ağustos 1071’de Büyük Selçuklu Hükümdarı Alparslan ile Bizans İmparatoru Romen Diyojen arasında gerçekleşen Malazgirt Meydan Muharebesi sonucunda kazanılmıştır” dedi.

“Alparslan, Türklerin değerler manzumesini tüm dünyaya gösterdi”

Malazgirt Zaferi’nin Türk tarihindeki önemine değinen Rektör Budak, “Türk kuvvetlerinden kat kat fazla bir orduya karşı kazanılan bu zafer, Anadolu’muzun kapılarını Türklere açmış ve hızla Türkleşmesinde bir başlangıcı teşkil etmiştir. Bu büyük zaferinden sonra bile Bizans imparatoruna savaş esiri değil bir konuk hükümdar muamelesi yapan Alparslan, Türklerin sahip olduğu değerler manzumesinin örneğini de tüm dünyaya göstermiştir Malazgirt Zaferi; İstanbul’un Fethi, Çanakkale Zaferi ve Milli Mücadele ile perçinlenmiştir. Bu topraklar Malazgirt Zaferi ile birlikte Türk yurdu olmuş, Milli Mücadele ile de ilelebet Türk yurdu olarak kalacağı tüm dünyaya ilan edilmiştir” diye konuştu.

Rektör Budak, “Yahya Kemal’in Fransız tarihçi ve devlet adamı Michelet’nin bir sözünden ilhamla belirttiği gibi, Anadolu toprağı bin yılda Anadolu insanını yaratmış ve bugün içinde yaşadığımız topraklar bin yıllık Türk vatanı olmuştur. Aradan geçen zamana rağmen, bugün de ülkemizi ileri taşımak adına girişeceğimiz her türlü eylemde ihtiyaç duyduğumuz gerekli motivasyon, bu zaferlerimizin ruhunda yatmaktadır. Bugün sahip olduğumuz kazanımların sürdürülebilmesinde, bizleri bugünlere taşıyan bu ruhu yaşatmak hepimizin ortak görevidir Unutmayalım ki bir zaferi yaşatmak da onu kazanmak kadar önemlidir” dedi.

Konferansın yapılmasında katkı sunanlara teşekkür eden Rektör Budak, “Böyle değerli bir konferansa ev sahipliği yapan Edebiyat Fakültemizi, katkı sağlayan akademisyenlerimizi ve konferansı ilgiyle takip eden değerli izleyenlerimizi yürekten kutluyorum. Tarihimizin en büyük zaferlerinden birini andığımız Malazgirt Haftası ve içinde bulunduğumuz Şehitler Haftası vesilesiyle vatanımızın bölünmez bütünlüğünü, milli birlik ve beraberliğimizi korumak için gözünü kırpmadan canlarını feda eden aziz şehitlerimizi saygı ve rahmetle yâd ediyorum. Tüm katılımcılar için verimli bir konferans olmasını dilerim” diye konuştu.

“Selçuklu çağı bir kıran çağıdır”

Konferansta konuşan Dekan Prof. Dr. Yusuf Ayönü, “Malazgirt Savaşı,  hem Türk tarihi hem Anadolu coğrafyası hem de İslam tarihi açısından oldukça önemli.  Zira bu savaş nasıl Anadolu’nun Türkler için kalıcı bir yurt haline gelmesinde bir başlangıç teşkil ediyorsa aynı zamanda da bir asırdan fazla süredir etkisi ve nüfusu Bağdat ve çevresine çıkamayan İslam dünyasının lideri durumundaki Abbasi halifeliğinin nezdinde Selçukluların şahsında Sünni İslam dünyası yeniden atağa kalkmıştır. Sünni İslam coğrafyasının temsilcisi olarak Selçuklu Devletini bütün İslam coğrafyasında yeniden ön plana çıkarmıştır” dedi.

Doç. Dr. Mustafa Alican, “Özellikle İslam kültürü açısından baktığımız zaman bizim kültürümüzde ‘kıran vakti’ adını verdiğimiz bir zaman dilimi vardır. Bu zaman diliminde olağan koşulların dışına çıkan yeni şeyler olur. Kendi penceremden baktığım zaman tarihe Selçuklu çağı bir kıran çağıdır. Selçuklu döneminin kıran çağının merkezi noktası Malazgirt Savaşıdır. Bu savaşı kuş bakışı bir bakışla değerlendirdiğimizde kendisinden önce ve kendisinden sonra dünyanın aynı olmadığını tarihin gidişatının değiştiğini görüyoruz. Dolayısıyla biz bu savaşı ikinci bin yılın dönüm noktası olarak değerlendirebiliriz” dedi.

Doç. Dr. Alican sunumunda Malazgirt Savaşının önemine değinerek bu savaşın, Selçuklu devletinin ne kadar güçlü olduğunun ve güçlü bir kültür yarattığının en önemli göstergesi olduğunu ifade etti. Doç. Dr. Alican, “Malazgirt Savaşı, öyle bir dönüşüme neden olmuştu ki Müslümanların 400 yıl boyunca aşamadığı engel Selçuklu Türklerinin öncülüğünde kısa sürede aşılmıştır” dedi.

 

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.